
Kartal escort dar sokaklarında akşamın serinliği çökerken genç bir kadın yavaş adımlarla evine doğru yürüyordu. Adı Sevda’ydı, yirmi bir yaşındaydı. Hayat onu daha çocukken sınamış, genç yaşında omuzlarına ağır yükler bırakmıştı. Dışarıdan bakanlar onu sıradan bir genç kız sanabilirdi ama yüzündeki yorgunluk çizgileri, yıllardır süren mücadelesinin izlerini taşıyordu.
Sevda’nın ailesi yok denecek kadar küçüktü. Babası yıllar önce evi terk etmiş, annesi ise ağır bir hastalıkla boğuşuyordu. Sevda lise ikinci sınıfta okulunu bırakmak zorunda kalmış, annesinin tedavisi ve evin masrafları için çalışmaya başlamıştı. Kartal’da bir tekstil atölyesinde iş bulmuştu ama aldığı maaş kirasını, faturaları ve annesinin ilaçlarını karşılamaya bile zor yetiyordu.
Her sabah işe gitmeden önce kısa bir süre Kartal escort sahiline uğrar, dalgaların sesini götten dinleyerek güç toplamaya çalışırdı. Deniz ona umut verirdi. “Bir gün her şey değişecek, ben de bu karanlıktan çıkacağım.” diye kendi kendine söz verirdi. Ama çoğu zaman eve döndüğünde bu sözleri bile zayıf bir teselliye dönüşürdü.
Atölyede uzun saatler çalışıyor, dikiş makinelerinin uğultusu arasında günler birbirine karışıyordu. Yoruluyor ama pes etmiyordu. Çünkü annesinin gözlerindeki umut ışığı, Sevda’ya en zor anlarda bile direnme gücü veriyordu. Annesi sık sık, “Kızım, sen güçlü bir insansın. Bir gün kendi işini kuracak, hayalini yaşayacaksın.” derdi. Bu sözler Sevda için bir rehber gibiydi.
Çocukluğundan beri kıyafetlere ilgisi vardı. Kumaşlara dokunmak, onları kesip biçmek ve farklı modeller ortaya çıkarmak ona huzur verirdi. Aslında en büyük hayali, bir gün Kartal seksi escort küçük bir moda atölyesi açmaktı. Ancak şimdilik hayallerini bir kenara bırakıp yaşam mücadelesine devam etmesi gerekiyordu.
Zorluklarla boğuştuğu her gün, Sevda’nın karakterini daha da güçlendiriyordu. Kartal’ın gürültülü sokaklarında yürürken kendini bazen görünmez hissediyordu ama içinde kimsenin göremediği bir direnç saklıydı. Komşular bazen ona yiyecek getirir, küçük iyilikler yapardı. Sevda bu yardımları minnetle kabul eder, ama bir gün kendi ayakları üzerinde duracağına dair inancını da kaybetmezdi.
Bir yanıt yazın