
Ben Zümra. 23 yaşındayım. İstanbul’un güneydoğusunda, denizi gören ama umutları gömmeyi öğreten bir semtte, Kartal’da yaşıyorum. Herkesin geçip gittiği caddelerin kenarında bir apartmanın beşinci katında, eski bir odada kiracıyım. Hayat, penceremden dışarı baktığımda bile içeriye hiç girmiyor.
Annemle büyüdüm. Babam ben küçükken çekip gitti. Annem hem anne, hem baba oldu ama yoksulluğu tek başına yenemedi. Kartal Liseyi zar zor bitirdim, üniversiteyi dışarıdan okumaya başladım. Çünkü çalışmadan hayatta kalamıyordum.
Kartal sahilini bilirsin; martılar, yosun kokusu, rüzgâr. İnsan bir umutla iner o sahile bazen. Ama benim için sahil, iki simit yiyip geri döneceğim kadar kısa bir nefeslik yer sadece. Çünkü işe geç kalamam. Kartal escort çünkü her gün, ayakta kalmak için başka bir mücadele başlıyor.
Bir kafede garsonluk yapıyorum. Akşamları fazla mesaiden sonra eve yürürken caddelerdeki ışıklar gözümü değil, hayallerimi kamaştırıyor. Kartal escort başka bir hayat mümkün mü diye sormaktan bıktım. Ama sormadan da edemiyorum. Çünkü hâlâ içimde bir çocuk var, vazgeçmek istemeyen.
Zümra olmak kolay değil. Genç bir kadın olarak İstanbul’da yaşamak, her sabah zırh giyip çıkmak gibi. Laflara, bakışlara, sessiz tehlikelere karşı tetikte yaşamak zorundasın. Ve en kötüsü, tüm bunların “normal” sayılması.
Ben Zümra. 23 yaşındayım. Kartal’da kendi kendine yetmeye çalışan, düşmemek için tutunacak duvar arayan bir kadınım. Kimseyi suçlamıyorum. Ama kimsenin kolay sandığı bu hayatın, aslında ne kadar ağır olduğunu söylemek istiyorum.
Bir yanıt yazın