
Ben Zeynep, 22 yaşındayım. İstanbul Pendik’te, tren istasyonuna yakın, tek odalı bir dairede yaşıyorum. Penceremden baktığımda bazen yalnızca karşı apartmanın duvarını görürüm, bazen de uzaklardan Marmara Denizi’nin puslu maviliği göz kırpar.
İstanbul Üniversitesi’nde sanat tarihi okuyorum. Bu şehirde öğrenci olmak kolay değil. Hele kadınsan, tek başına ayakta kalmaya çalışıyorsan, hayat her gün sınav gibi. Sabah 6’da uyanıp trenle okula gidiyorum. Yol, kalabalık, gürültü ve yorgunlukla dolu. Ama okula vardığımda, kitapların arasında nefes alabiliyorum. Kütüphane, sessizliğin sığınağı gibi geliyor bana.
İri Memeli
Maddi zorluklar hayatımın hep içindeydi. Ailem Tokat’ta yaşıyor. Babam erken emekli oldu, annem ev hanımı. Onların desteğiyle İstanbul’da ayakta kalmak neredeyse imkânsızdı. Pendik escort bu yüzden üniversiteye başladığımdan beri çalışıyorum. Önce Pendik’te bir tekstil atölyesinde işe girdim. Sonra kafelerde, sonra online sipariş paketlemelerinde…
Hayat beni hızlı büyüttü. Bazen yaşıtlarımın sohbetlerine kulak misafiri oluyorum; “tatil planları”, “alışveriş” ya da “akşam dışarı çıkalım mı?”… Benim planlarım daha sade: Bugün ne kadar para biriktirebilirim? Elektrik faturasını yatırabilecek miyim? Akbilim yeter mi?
Pendik sahiline yürüyüşe çıktığımda denizin sesi bana umut verir. Sanki bana “sabret” diyor. Sanki bu hayat, geçici bir koridor ve ucunda kendi istediğim kapı var. Ama bu sabır, sadece güçlü olmaktan değil, başka seçeneğim olmamasından geliyor.
Toplumun beklentileri omuzlarıma binmiş gibi. “Gençsin, güzel kızsın, ne işin var bu kadar mücadelede?” diyorlar bazen. Oysa ne yaşadığımı bilen yok. Kendimi kimseye açıklamak istemiyorum artık. Sadece hayatta kalmak ve kendi yolumu çizmek istiyorum.
Ben Zeynep. 22 yaşındayım. Pendik escort yaşıyorum. Belki hayatım zor, belki yalnızım. Ama içimde bir güç var. O güç, her sabah beni yataktan kaldırıyor. Belki bugün değil… Ama bir gün, bu emeğimin karşılığını alacağım.
Bir yanıt yazın