
Tuzla escort dar sokaklarında sabahın ilk ışıkları yavaşça belirmeye başlıyordu. Denizden gelen iyot kokusu, şehrin gri duvarlarına sinmişti. Merve, her sabah olduğu gibi, küçük pansiyon odasının perdelerini araladı. Yirmi dört yaşındaydı ama gözleri, sanki kırk yılın yorgunluğunu taşır gibiydi.
Bu şehre dört yıl önce gelmişti. Anadolu’nun yoksul bir ilçesinde büyümüş, genç yaşta olgun ailesini kaybetmişti. Bir umutla İstanbul’a geldiğinde, elinde yalnızca birkaç parça kıyafeti ve cebinde beş yüz lirası vardı. “İş bulurum, tutunurum,” demişti kendine. Ama hayat, plan yapmayı sevmezdi. Birkaç ay garsonluk yapmış, sonra işten çıkarılmıştı. Borçlar birikti, evden atıldı. Yardım istediği insanlar yüz çevirdikçe, Merve’nin çaresizliği büyüdü. Ve bir gece, mecburiyetin adı altında o karanlık yola girdi.
Şimdi, Tuzla ateşli escort sokaklarında sessizce yürüyordu. Geceleri deniz kenarında oturur, dalgaların arasında kendi sesini duymaya çalışırdı. Herkes onu yargılardı, ama kimse onun hikayesini sormazdı. Oysa Merve, “kötü biri” değil, sadece “kötü bir hayata yakalanmış” biriydi.
Bir akşam, sahil kenarında yaşlı bir adamla karşılaştı. Adamın kızı yaşındaydı, ama Merve’ye bir baba gibi baktı.
— “Evladım, bu kadar yükü genç bir kalp taşıyamaz,” dedi sessizce.
Merve sadece gülümsedi. O gülüşte hem utanç, hem özlem, hem de umut vardı.
O gece pansiyona döndüğünde aynaya baktı. Gözlerinin altı mor, elleri titrek, kalbi yorgundu. Ama içindeki bir ses, “Buradan çıkabilirsin,” diyordu. Sabah olduğunda, ilk kez o sesi dinledi.
Bir yardım merkezine gitti. Günlerce sustu, sonra yavaş yavaş konuşmaya başladı. “Ben Merve,” dedi, “yeniden yaşamak istiyorum.” O cümleyle dolgun dudaklı birlikte hayatı değişmeye başladı. Zor oldu, ama pes etmedi. Küçük bir kuaförde işe girdi, geceleri dikiş dikerek para kazandı.
Aylar geçti. Artık sabahları denize bakarken ağlamıyordu. Gözlerinde karanlık değil, umut vardı. Tuzla escort hâlâ aynıydı; deniz aynı deniz, sokak aynı sokaktı. Ama Merve değişmişti.
Bir yanıt yazın