
Elif, 32 yaşında, hayatında yeni bir sayfa açmak isteyen bir kadındı. Yıllarca Kadıköy’de ailesiyle birlikte yaşadıktan sonra kendi ayakları üzerinde durmak, biraz da şehirle kendi başına başa çıkmak istemişti. Bu yüzden Ataşehir escort kendine küçük ama şık bir daire kiraladı. Gösterişli kuleler, geniş yollar, yeşil parklar ve kafelerle dolu bu semt ona bir yandan şehirli olmanın dinamizmini sunuyor, diğer yandan sakinlik hissi veriyordu.
Elif bir yayınevinde editör olarak çalışıyordu. Sabahları erkenden kalkıyor, dairesine birkaç sokak mesafedeki ofisine yürüyerek gidiyordu. Yol boyunca seks uğradığı küçük bir fırın vardı; orada sıcak bir simit ve kahve alır, günün ilk ışıkları altında Ataşehir sokaklarını izleyerek işe başlardı. Şehir her sabah ona yeni bir umut fısıldar gibiydi.
Yeni hayatı kolay başlamadı. İlk haftalarda yalnızlık Elif’in üstüne bir gölge gibi çöktü. Sessizlik, akşam saatlerinde kulaklarında çınlıyor, duvarlar üstüne üstüne geliyordu. Ama yılmadı. Semtin kültür merkezinde yazarlık oral atölyesine katıldı. Burada hem kendi yazılarını geliştirdi hem de aynı ilgilere sahip insanlarla tanıştı. En yakın arkadaşlarından biri, bu atölyede tanıştığı Banu oldu. Banu da benzer bir şekilde İstanbul’un kalabalığından sıyrılıp Ataşehir’e sığınmış bir mühendisti.
Zamanla Elif’in hayatı düzene girdi. Hafta sonlarını genellikle Banu’yla birlikte Mimar Sinan Parkı’nda yürüyerek, kafelerde kitap okuyarak geçiriyordu. Akşamları ise evine dönüp yazılarını tamamlıyor, yayınevi için yeni kitap taslaklarını gözden geçiriyordu. Hayat artık eskisi kadar gürültülü değildi ama daha derin ve anlamlıydı.
Bir gün yürürken gözüne çarpan bir kedi yavrusunu sahiplenerek adını “Zeytin” koydu. Evde artık onu bekleyen bir dostu vardı. Elif, artık Ataşehir escort yalnız olmadığını hissediyordu. Hem yeni çevresi, hem işi, hem de iç huzuruyla birlikte adım adım kendi yolunu çizmişti.
Ataşehir onun için sadece bir semt değil, yeniden doğuşun ta kendisiydi.
Bir yanıt yazın